İBT WEB

Türkiye’nin stratejik hedefi Gümrük Birliği değil tam üyelik istiyoruz

Ekonomi (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 10.03.2021 - 15:45, Güncelleme: 10.03.2021 - 15:54 3228+ kez okundu.
 

Türkiye’nin stratejik hedefi Gümrük Birliği değil tam üyelik istiyoruz

Türkiye’nin stratejik hedefi Gümrük Birliği değil tam üyelik istiyoruz

Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Işık Yılmaz Batur, "Türkiye’nin stratejik hedefi Gümrük Birliği değil, tam üyelik istiyoruz. Dolayısıyla bunu da hep aklımızda bulundurmamız gerekir. Gümrük Birliği’ne baktığımızda yürürlüğe girdiğinden beri ticaret hacmi Türkiye ile AB arasında dört katından fazlasına çıktı” dedi. Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Işık Yılmaz Batur, Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (EUROCHAMBRES) tarafından düzenlenen Türkiye-AB İş Diyaloğu’na (TEBD) videokonferans yöntemiyle katıldı. Ticaret Bakan Yardımcısı Batur, yaptığı konuşmanda Yeşil Mutabakat, Gümrük Birliği ve yeşil dönüşüm konularını Türkiye-AB ilişkileri üzerinden ele aldı. Batur, dünya ekonomik ve ticaret ilişkilerinin 1996’dan beri çok fazla değiştiğini hatırlatarak, “Türkiye ve Avrupa Birliği çok kilit standartlar. Aynı zamanda Türkiye’nin stratejik hedefi Gümrük Birliği değil, tam üyelik istiyoruz. Dolayısıyla bunu da hep aklımızda bulundurmamız gerekir. Gümrük Birliği’ne baktığımızda yürürlüğe girdiğinden beri ticaret hacmi Türkiye ile AB arasında dört katından fazlasına çıktı. Aynı zamanda ikili ilişkilerimiz de AB’nin değer zincirlerine katılmamızla bizim iç dünyamızın da sadece AB için değil, dünya için de katma değer oluşturmasına sebep oldu. Dolayısıyla teknik mevzuatların da uyumlaştırılmasıyla birçok ürün malların bu serbest dolaşımından faydalandı. Türkiye’deki şirketler de, Avrupa’daki şirketler de bu serbest dolaşımdan çokça büyük faydalar sağladı. Ticaret ilişkilerimiz gelişti. Gümrük Birliği AB şirketlerinin Türkiye’de çalışması için rekabet avantajı oluştururken, 2007-2017 verilerine göre 10 ülkeye bakacak olursak ihracatları Türkiye’nin katma değerine nasıl katkıda bulunmuş diye. AB üyesi olanlar dokuz tane. Ancak dünya ekonomi ve ticaret ilişkileri hepinizin bildiği gibi 1996’dan beri çok fazla değişti. Dolayısıyla bu ticaret ilişkileri de çok iyi gitmiş olsa da iki tarafın da, Türkiye şirketlerinin de, AB şirketlerinin de ne kadar katma değer oluşturması ve rekabet gücü artmış olsa da bunların güncellenmesi gerekiyor. Türkiye-AB çok daha kapsamlı ticaret anlaşmaları yapıyor artık” dedi. “Yeşil Mutabakat anlamında iş birliği çok çok önemli” Avrupa Birliği’nde yeşil ve dijital ekonomiye çok büyük bir dönüşüm olduğunu belirten Batur, “Bu da en önemli gündem maddelerinden birisi haline geldi bizim için de. Bizce ticaret ilişkilerimizin mutlaka bugünün gerçekliğini ve geleceğinin gerçekliğini yansıtması gerekir. Bu yüzden de Gümrük Birliği’ni güncellemek ve daha yakın bir entegrasyon sağlamak için niyetimizi de beyan etmek isteriz. Mutlaka iş dünyasının da desteği şarttır bu süreçte. Yeşil Mutabakat anlamında iş birliği çok çok önemli. Sektörlerimizin de rekabetçiliğini artıracaktır. Değer zincirlerinin gelişmesini sağlayacaktır. O yüzden biz de yakın olarak buradaki gelişmeleri takip ediyoruz. AB Komisyonu tarafından aralık ayında bildirilmiş olan. Şunun da farkındayız Yeşil Mutabakat için AB’nin mutlaka çok kapsamlı politika reformları ve tedbirleri uygulaması gerekir. Mesela döngüsel ekonomi, sürdürülebilir tarım, yeşil enerji, akıllı mobilite, altyapı, revonasyon, inşaat birçok alanda bütün bu reformların da çok büyük bir dönüşüme ihtiyacı var” diye konuştu. “Hiçbir hükümet ya da hiçbir şirket bu anıtsal yeşil dönüşüm zorluğunu tek başına üstlenemez” Türkiye’nin halihazırda Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği ortaklığının olduğunu, aynı şekilde bu ortaklığın yeşil yatırımlar çerçevesinde proje geliştirilmesinde de kullanılacağını aktaran Batur, “Yeşil dönüşüm çerçevesinde sektörlerin desteklenmesi üzerinde çalışacaktır. Tabii çok önemli, kapsamlı bir yol haritasının da sonuna girmek üzere hem ilgili tüm kurumlar hem de özel sektörün katılımı da sağlanmıştı. Ancak bizim aynı zamanda şunu aklımızda bulundurmamız lazım. Hiçbir hükümet ya da hiçbir şirket bu anıtsal yeşil dönüşüm zorluğunu tek başına üstlenemez. Hükümetler, özel sektör, sivil toplum arasında sıkı iş birlikleri çok önem taşıyor en inovatif, en yeşil, en kapsayıcı bölge olmak istiyorsa. Kapasitesi dahilinde Türkiye ilk AB ile de Yeşil Mutabakat açısından ikili anlaşmaları da pekiştirmenin yolları üzerinde de çalışıyor. Biz Türkiye’nin aday statüsünün ve Gümrük Birliği ortaklığının çok uygun bir baz oluşturduğunu düşünüyoruz. O yüzden halihazırda zaten birbirine bağlı değer zincirlerimiz var Gümrük Birliği çerçevesinde. Bu yüksek potansiyelden sektörler arasındaki yeşil yatırımlar çerçevesinde proje geliştirilmesi anlamında da faydalanabiliriz. Bu yolla sektörlerimiz de sürdürülebilir ürünler, sürdürülebilir hizmetlerin geliştirilmesi, yeşil teknolojilerin desteklenmesi ve döngüsel bir ekonomiye ulaşma anlamında başarı sahibi olabilirler. Ama böyle bir iş birliğinde Türkiye’nin de AB’nin yeşil finansman mekanizmalarına erişimi şart. Çünkü yeşil dönüşümün Türkiye’de desteklenmesi için bu gerekiyor” ifadelerini kullandı. Videokonferans yöntemi ile yapılan toplantıya Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Işık Yılmaz Batur’un yanı sıra Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da katıldı.
Türkiye’nin stratejik hedefi Gümrük Birliği değil tam üyelik istiyoruz

Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Işık Yılmaz Batur, "Türkiye’nin stratejik hedefi Gümrük Birliği değil, tam üyelik istiyoruz. Dolayısıyla bunu da hep aklımızda bulundurmamız gerekir. Gümrük Birliği’ne baktığımızda yürürlüğe girdiğinden beri ticaret hacmi Türkiye ile AB arasında dört katından fazlasına çıktı” dedi.
Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Işık Yılmaz Batur, Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (EUROCHAMBRES) tarafından düzenlenen Türkiye-AB İş Diyaloğu’na (TEBD) videokonferans yöntemiyle katıldı. Ticaret Bakan Yardımcısı Batur, yaptığı konuşmanda Yeşil Mutabakat, Gümrük Birliği ve yeşil dönüşüm konularını Türkiye-AB ilişkileri üzerinden ele aldı. Batur, dünya ekonomik ve ticaret ilişkilerinin 1996’dan beri çok fazla değiştiğini hatırlatarak, “Türkiye ve Avrupa Birliği çok kilit standartlar. Aynı zamanda Türkiye’nin stratejik hedefi Gümrük Birliği değil, tam üyelik istiyoruz. Dolayısıyla bunu da hep aklımızda bulundurmamız gerekir. Gümrük Birliği’ne baktığımızda yürürlüğe girdiğinden beri ticaret hacmi Türkiye ile AB arasında dört katından fazlasına çıktı. Aynı zamanda ikili ilişkilerimiz de AB’nin değer zincirlerine katılmamızla bizim iç dünyamızın da sadece AB için değil, dünya için de katma değer oluşturmasına sebep oldu. Dolayısıyla teknik mevzuatların da uyumlaştırılmasıyla birçok ürün malların bu serbest dolaşımından faydalandı. Türkiye’deki şirketler de, Avrupa’daki şirketler de bu serbest dolaşımdan çokça büyük faydalar sağladı. Ticaret ilişkilerimiz gelişti. Gümrük Birliği AB şirketlerinin Türkiye’de çalışması için rekabet avantajı oluştururken, 2007-2017 verilerine göre 10 ülkeye bakacak olursak ihracatları Türkiye’nin katma değerine nasıl katkıda bulunmuş diye. AB üyesi olanlar dokuz tane. Ancak dünya ekonomi ve ticaret ilişkileri hepinizin bildiği gibi 1996’dan beri çok fazla değişti. Dolayısıyla bu ticaret ilişkileri de çok iyi gitmiş olsa da iki tarafın da, Türkiye şirketlerinin de, AB şirketlerinin de ne kadar katma değer oluşturması ve rekabet gücü artmış olsa da bunların güncellenmesi gerekiyor. Türkiye-AB çok daha kapsamlı ticaret anlaşmaları yapıyor artık” dedi.

“Yeşil Mutabakat anlamında iş birliği çok çok önemli”
Avrupa Birliği’nde yeşil ve dijital ekonomiye çok büyük bir dönüşüm olduğunu belirten Batur, “Bu da en önemli gündem maddelerinden birisi haline geldi bizim için de. Bizce ticaret ilişkilerimizin mutlaka bugünün gerçekliğini ve geleceğinin gerçekliğini yansıtması gerekir. Bu yüzden de Gümrük Birliği’ni güncellemek ve daha yakın bir entegrasyon sağlamak için niyetimizi de beyan etmek isteriz. Mutlaka iş dünyasının da desteği şarttır bu süreçte. Yeşil Mutabakat anlamında iş birliği çok çok önemli. Sektörlerimizin de rekabetçiliğini artıracaktır. Değer zincirlerinin gelişmesini sağlayacaktır. O yüzden biz de yakın olarak buradaki gelişmeleri takip ediyoruz. AB Komisyonu tarafından aralık ayında bildirilmiş olan. Şunun da farkındayız Yeşil Mutabakat için AB’nin mutlaka çok kapsamlı politika reformları ve tedbirleri uygulaması gerekir. Mesela döngüsel ekonomi, sürdürülebilir tarım, yeşil enerji, akıllı mobilite, altyapı, revonasyon, inşaat birçok alanda bütün bu reformların da çok büyük bir dönüşüme ihtiyacı var” diye konuştu.

“Hiçbir hükümet ya da hiçbir şirket bu anıtsal yeşil dönüşüm zorluğunu tek başına üstlenemez”
Türkiye’nin halihazırda Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği ortaklığının olduğunu, aynı şekilde bu ortaklığın yeşil yatırımlar çerçevesinde proje geliştirilmesinde de kullanılacağını aktaran Batur, “Yeşil dönüşüm çerçevesinde sektörlerin desteklenmesi üzerinde çalışacaktır. Tabii çok önemli, kapsamlı bir yol haritasının da sonuna girmek üzere hem ilgili tüm kurumlar hem de özel sektörün katılımı da sağlanmıştı. Ancak bizim aynı zamanda şunu aklımızda bulundurmamız lazım. Hiçbir hükümet ya da hiçbir şirket bu anıtsal yeşil dönüşüm zorluğunu tek başına üstlenemez. Hükümetler, özel sektör, sivil toplum arasında sıkı iş birlikleri çok önem taşıyor en inovatif, en yeşil, en kapsayıcı bölge olmak istiyorsa. Kapasitesi dahilinde Türkiye ilk AB ile de Yeşil Mutabakat açısından ikili anlaşmaları da pekiştirmenin yolları üzerinde de çalışıyor. Biz Türkiye’nin aday statüsünün ve Gümrük Birliği ortaklığının çok uygun bir baz oluşturduğunu düşünüyoruz. O yüzden halihazırda zaten birbirine bağlı değer zincirlerimiz var Gümrük Birliği çerçevesinde. Bu yüksek potansiyelden sektörler arasındaki yeşil yatırımlar çerçevesinde proje geliştirilmesi anlamında da faydalanabiliriz. Bu yolla sektörlerimiz de sürdürülebilir ürünler, sürdürülebilir hizmetlerin geliştirilmesi, yeşil teknolojilerin desteklenmesi ve döngüsel bir ekonomiye ulaşma anlamında başarı sahibi olabilirler. Ama böyle bir iş birliğinde Türkiye’nin de AB’nin yeşil finansman mekanizmalarına erişimi şart. Çünkü yeşil dönüşümün Türkiye’de desteklenmesi için bu gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Videokonferans yöntemi ile yapılan toplantıya Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Işık Yılmaz Batur’un yanı sıra Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da katıldı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve blokhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.